MİLLİYETÇİLİK BİR İDEOLOJİ DEĞİLDİR

Nesibe Flora HAZRETKURT

Milliyetçilik bir ideoloji değildir. Belki sonsuza kadar sürecek içgüdüdür. Toplumu bir arada tutan tutkaldır. Milliyetçilik ruhu her toplumu ileri götürecek enerji kaynağıdır. Milli şuur, toplumun iç dinamizmini güçlendirir, kenetler, birliği sağlar. Bu kaynaktan dengeli beslenemeyen devlet ve toplumun gücü zayıflar, soyundan hainlerin çoğalmasına zemin hazırlar. Milli şuurun azalması Kültürel Ahlakın yozlaşmasına yol açar. Başarılı milletlerin başarılarının temelinde millet sevgisi yatmaktadır. Uygur  Türklerinin  her ferdi millet sevgisi için gerek görüldüğünde hayatını bile feda edebilecek ruhi olgunluğa ulaşmadan esaret zincirini kırma gücüne kavuşması mümkün değildir. Mücadelemiz,  Türk Milletinin  en önemli  boylarından   olan Uygurlar için en iyi, en doğru ve en güzel olanını  ne pahasına olsun elde etmektir. Millet olarak bozgunculuğa, tembelliğe , mezhepçiliğe ve diğer her türlü bölücülüğe karşı amansız bir sınavdan geçmemiz gerekmektedir. Davamızın çözümü kendimize dönmek sarsılmaz bir birlik halinde el ele vermek ve bu uğurda geceli gündüzlü çalışmaya girişmekle mümkündür. Baş döndürücü hızla gelişmekte olan dünyayı yakalamak varken, feodal sosyalist yapı içerisinde avantajcı olmayı tek gayesi edinmiş kimselerin Uygur halkının bünyesini uyuşturmaktan başka bir yararı olmadığının bilincinde olmalıyız.

Dünyanın en zengin toprakları üstünde, şanlı büyük devlet kurmuş, Devletlere yön vererek önderlik  yapmış,  Türk Kültür ve medeniyetine  Işık tutmuş olan şanlı bir Uygur halkıyız.    Bunlar bizim genlerinize kodlanmış bilgilerdir. Yokluktan, imkânsızlıktan bahsedenlere inanmamalıyız. İmkânsızlık ve yokluk insanları her zaman yok etmeye muktedir oldukları düşmandır.

Hatalarımızdan ders alacağız. Milli düşmanlarımızın kötülüğü yüzünden, çıkardıkları nifak ve fesat yüzünden, biz Uygurlar kendi aramızda parça parça olduk, bölündük. Taçlarını, tahtlarını daha iyi korumak, daha zahmetsiz yaşamak ve yönetmek için içimize nifak tohumları ektiler. Kültürümüzle dinimizle uğraştırlar. Bizi her zaman Karanlıkta tutmaya çalışıyorlar. Nice taşlar bağlanmış ayağımıza, nice boyunduruklar vurulmuş boynumuza. Ne zamana kadar zalimlere zorbalara itaat edeceğiz?   Dünya kötülük yapanlar yüzünden değil, seyirci kalıp, hiçbir şey yapmayanlar yüzünden tehlikeli bir yer haline gelmiştir. Ya birlik olarak kardeş gibi milli şuur sevgiyle ile yaşamayı öğreneceğiz ya da aptallar gibi hep beraber yok olacağız.

Uygur Türklerinin  her şeyden evvel milli benliği ile  milli varlığına dönmesi şarttır. Bir milletin yükselmesi ve varlığını sürdürmesi milli değerler meydana getirebilmesi ile  ancak, mümkündür. Bir millet milli ahlak sahibi olarak, kendi dinine, imanına, ahlakına, adetlerine, tarihine, geleneklerine sahip olmakla  ancak, gücünü  ve kuvvetini muhafaza edebilir. Milletin varlığını sürdürmesi tarih, dil ve kültürüne sahip çıkmasıyla  vücut  bulur. Bu öğretiler aynı zamanda milliyetçiği de besler.

Bugün Uygur toplumu tarihinin en karanlık, en tehlikeli sürecinden geçmektedir. Bütün bunlara rağmen yeni bir Uygur mucizesi doğacaktır. Belki yarın, belki yarından da yakın. Ona hazırlanmalıyız.

Uygur Haber ve Araştırma Merkerzi

Leave a Comment

*

*