Doğu Türkistan Dâvâmız

Türklerin ata yurdu Doğu Türkistan, bundan tam 68 sene evvel; 13 Ekim 1949’da, özgür dünyanın gözleri önünde Kızıl Çin tarafından işgal edildi.

Doğu Türkistan’da yaşayan Uygur Müslümanları, 45 yıldır insanlık tarihinin en korkunç zulüm, katliam, soykırım ve asimilasyonuyla karşı karşıya bulunuyor.

Bu korkunç istila hareketiyle ilgili olarak Alperen Ocakları Eğitim, Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Konya Şubesi tarafından “Doğu Türkistan Gecesi” etkinliği düzenlendi. O programa konuşmacı olarak katılan Dünya Uygur Kongresi Başkan Yardımcısı Seyit Tümtürk, “Doğu Türkistan Çin İşgali Altında” konulu sunumunda çok önemli şeyler söyledi.

***

Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin yaklaşık yarım asırdan beri devam eden feryadına kulak vermemiz, yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bulunan kardeşlerimizi unutmamamız gerektiği hatırlatan gösterimlerle birlikte önemli mesajlar veren kıymetli konuşmacı Seyit Tümtürk’e; Doğu Türkistan Davasına sahip çıkmamız noktasında bizi uyardığı için teşekkür ediyorum.

Azerbaycan, Özbekistan, Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Tacikistan’dan oluşan Türk Cumhuriyetleri bağımsızlıklarını ilân etmişlerdi. Bu bağımsızlık hareketlerinin Doğu Türkistan’a sıçramasından son derece korkan Çinliler, hâlâ Doğu Türkistan’da olağanüstü güvenlik tedbirleri almaya devam ediyorlar.

İnsanca yaşama, hâkimiyet ve bağımsızlık bir tarafa, Doğu Türkistan Türkleri bugün, tarih sahnesinden silinmek için ölüm kalım savaşı vermektedirler. Özelllikle Kızıl Çin yönetiminin, Doğu Türkistan Türklerine karşı yürüttüğü nüfus, ekonomik, eğitim, karışık evlenme, mecburi doğum kontrolü ve bu bölgede toprak altında nükleer deneme politikası, Doğu Türkistan’da yaşama mücadelesi varan dindaş ve soydaşlarımızın benliğini ciddi şekilde tehdit etmektedir.

1949 yılından önce 300 bin olan Doğu Türkistan’daki Çin nüfusu, bugün milyonları bulmuştur. Çin resmi kaynaklarına göre başkent Urumçi’deki Çin nüfusu, 10 milyonu bulmaktadır. Seyit Bey’in açıklamalarına göre Çin nüfusu yüzde 95’e yükselerek, Uygur nüfusunun yüzde 5’lere kadar düştüğünü öğrendik. Yâni Doğu Türkistan’ın en büyük şehri olan Urumçi’de Çin idaresinin Çinlileştirme politikası ara vermeksizin devam ediyor. Çinlilerin hedefi, uzun vadede Doğu Türkistan’a 100 milyon Çinli yerleştirmek ve kalabalık Çin nüfusu içinde Türkleri eritmektir. Türkiye’nin iki katı yüzölçümüne sahip Doğu Türkistan’da 35 milyon Türk nüfusuna sahip. Bunun sadece 10 milyonu şehirlerde yaşıyor. 25 milyon insan geçimini tarım ve hayvancılıkla sağlıyor.

***

Doğu Türkistan uranyum, platin, altın, gümüş, kömür ve petrol gibi yeraltı kaynaklarıyla çok zengin bir ülke olup petrol rezervleri 20 milyar ton, doğalgaz rezervleri 30 milyar metreküp olarak hesaplanmıştır. Halen Doğu Türkistan’da yılda 8-9 milyon ton petrol üretilmektedir.

Yâni yeraltı ve yerüstü maden kaynakları, 1,5 milyarlık Çin’in yüzde 30 ihtiyacını karşılıyor.

Bu zenginliğine rağmen, Doğu Türkistan’da kişi başına düşen yıllık milli geliri ise fakirlik sınırının altında.

Çin yönetimi, 2007 yılında Uygur diliyle eğitimi yasakladı. Resmi olarak eğitim günümüzde sadece Çince olarak veriliyor. Uygurların tamamı Sünni Müslüman olmalarına rağmen komünist Çin yönetimi, Doğu Türkistan’da büyük bir dinsizleştirme politikası uyguluyor. Urumçi’deki camiler kapalı olmasına ve 50 yıldan beri uygulanan dinsizleştirme politikası, başarıya ulaşamamış. Çünkü Uygur halkı dindar özelliğini hâlâ koruyor. Ne Uygur kızları Çinli erkeklerle, ne de Uygur erkekleri Çinli kızlarla hiç evlenmiyorlar. Yâni melez bir nüfus yok.

Tümtürk diyor ki; “Uygurlar bütün baskılara rağmen kültürlerini yaşamak ve yaşatmak için ellerinden geleni yapıyor. Bu bizim asimile olmamak için en sağlam dayanağımız.”

***

Doğu Türkistan’la Türkiye Türkleri arasında akrabalık bağları var. Doğu Türkistan’da kaldırılan cenazeler ile yapılan düğünlerin, Türkiye’de bizim cenazelerimiz ile düğünlerimiz arasında neredeyse pek farkı olmadığını söyleyen Seyit Tümtürk’ün en önemli, büyük alkış alan ve beni son derece etkileyen cümlesi ise şu oldu:

“Üç milyon Suriyeli’yi kabul ederek bakan Türkiye, 10 bin Türkistanlı’yı kabul etmeyip bakamayacak kadar aciz mi?..”

AZİZİM DİYOR Kİ…

Urumçi’de son ayaklanma ve olaylar neden çıktı biliyor musunuz?

İki Uygur kızına Çinliler sarkıntılık yaparak namuslarına yan bakmalarından dolayı. Urumçi’de yapılan barışçı protesto eylemlerini sivil polis gücüyle bastıran Çinliler, yüzlerce Müslüman Uygur’u öldürdüler, çok sayıda Müslümanı hapishanelerde işkenceden geçirdiler.

Konya Anadolu Kartalı Tatbikatı’ndan İsrail’in çıkartılıp, yerine Çin’in gelmesi de ne derece doğru? İsrail, işgal altındaki Filistin-Gazze’de Filistinlileri katlediyor. Kızıl Çin de, işgal ettikleri Doğu Türkistan’ın başkenti Urumçi’de işgale direnen Uygurları katlediyor.

Aradaki fark birinin Filistinli, diğerinin Uygur olması.

Ortak paydaları ise; her iki tarafın da Müslüman olmaları.

Zâlim kâtiller ise tek Millet.

Kaynak: Doğu Türkistan Dâvâmız – Mustafa Balkan

Leave a Comment

*

*