Çin’de insan hakları ve uygurlar

Yücel TANAY

(Yücel TANAY)

Bir  uluslar hapishanesi olan Çinin  insan hakları ve  kültürel haklar konusunda  Sicili  kötü…Çin  işgal altında tutuğu Doğu Türkistan,Tibet ve İç  Moğolistanda bölgenin kadim  halklarına  şidetli baskı uyguluyor.Bölgenin  halklarını  asimile etmek için  Han Çinlilerini göçmen olarak bu bölgelere  yerleştirip ;azınlık durumuna düşürerek   Çinlileştirmeye   çalışıyor.

Çin,Tiananmen patlamasının Uygur Müslümanlarınca gerçekleştirildiği iddiasından sonra Doğu Türkistan’daki Çin devlet terörü de şiddetini daha da arttırdı. Urumçi ve diğer şehirlerden gelen haberler yerleşim birimlerinin çevresinin tanklar ve zırhlı araçlarla adeta kuşatıldığı yönünde. İşgal güçlerine mensup devriyelerin sayısının arttırıldığı, önemli noktalarda sürekli kontrol noktaları kurulduğu, yayaların ve araçla seyahat edenlerin tamamının kimlik kontrolüne tabi tutulduğu en küçük bir kuşku halinde insanların tutuklandıkları bildiriliyor.

Çin, Tiananmen’deki saldırıdan Uygurları sorumlu tutup gözaltı furyası başlatırken muhalif Çinliler, olayın Çinli diktatörleri endişeye sevk ettiğini savunuyor…

Dünyabülteni’nde yer alan habere göre; Çin’in başkenti Pekin’in kalbi olarak bilinen Tiananmen Meydanı’nda 28 Ekim’de gerçekleşen 5 kişinin öldüğü ve 40’tan fazla kişinin yaralandığı patlamanın üzerinden üç gün geçmesine rağmen Çin yönetimi sadece Uygurları suçlayıp olayın ayrıntıları hakkında sessiz kalmayı sürdürüyor.

Çin Dış İşleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Cung Ying, basın toplantısında gazetecilerin konu ile ilgili sorusu üzerine “Olay ile ilgili soruşturmaların sürdürüldüğünü, ayrıntılarını bilmediğini olay hakkında güvenlik birimlerinden bilgi alabileceklerini ifade ederek bilgi vermekten ve yorum yapmaktan kaçındı.

Resmi Yeni Çin (Xinhua) Ajansı, polis kaynaklarına dayandırarak verdiği bir haberde “Patlamanın dikkatle tasarlanmış ve örgütlü bir saldırıı olduğunu, olayın Hasan Osman isimli bir Uygur tarafından gerçekleştirildiğini” bildirdi. Ajans ayrıca, jipin yasak şehrin yakınındaki ormanin içinden geçen Chang’en caddesinde bulunan Cinşui koprüsünün korkuluklarına çarptığını, jipte bulunan benzin bidonlarının ateşlendiğini patlamanın bundan kaynaklandığını, jipi kullanan Hasan Osman’in annesi ve eşi ile birlikte patlamada hayatını kaybettiği bilgisine yer verdi. Araçta patlamadan sonra yapılan incelemede benzin bidonları, iki bıçak, demir çubuklar ve ‘radikal ifadelerin’ yazılı olduğu bir bayrak bulunduğu iddia edildi. Ancak, bayrak ve diğer bulguların nasıl olup da yangında sağlam kaldığı sorusu şüpheleri arttırdı. Ajans ayrıca olayın ailece gerçekleştirilmiş bir ‘terör’eylemi olduğunu ve araçtakilerin “Uygur Mücahidleri” isimli bir gruba bağlı olduğunu öne sürdü.

Pekin polis yetkilileri Doğu Türkistan plakalı 4 aracın arandığını ve araç kiralama şirketlerinin Uygurlara kesinlikle araç kiralamamalarını bildirdi.

Pekin’den özel olarak edinilen bir habere göre; patlamayı gerçekleştirenlerin komşu bir ülke pasaportu taşıdığı bildirildi ancak, hangi ülkenin pasaportunu taşıdığı bilgisine ulaşılamadı.

Olaydan sonra Çin kabinesi olağanüstü toplandı ve konuyu görüştü. Devlet Enformasyon Ofisi olay ile ilgili haberlerin çok sıkı şekilde kontrol edilmesini, olay hakkında kısa bilgi verilmesi ve ayrıntılardan kaçınılmasını, basında ve sosyal medyada olay ile ilgili haber ve yorumlara derhal müdahale edilerek ortadan kaldırılması ve silinmesi talimatını verdi.

Gözlemciler bu olayın son yıllarda Tiananmen meydanında gerçekleşen ilk ve çok ciddi planlanmış bir intihar saldırısı olduğunu belirtiyor.

ÜLKEDE GENİŞ ÇAPLI TUTUKLAMALAR YAPILIYOR
Çin’in kalbi Tiananmen’de gerçekleşen saldırıdan sonra Çin yönetiminin bütün Çin genelinde geniş çaplı bir Uygur avı başlattığı bildirildi.

Pekin’de yaşayan ve bu kentteki üniversitelerde öğrenim gören yüzlerce Doğu Türkistanlı Uygur Türkü, Çin yönetimi için adeta “potansiyel suçlu ” haline geldi. Onlarca Uygur Türkünün Çin Polisince gözaltına alınarak sorgulandığı, bunlardan şimdiye kadar 5 kişinin tutuklandığı 8 kişi hakkında yakalama emri çıkarıldığı bildirildi.

Uluslar arası Pekin Üniversitesi öğretim üyesi ve tanınmış Uygur insan hakları savunucusu ve aktivist Doç. Dr. İlham Tohtı Fransa Radyosuna verdiği demeçte Tiananmen meydanındaki patlamanın Uygur sorununu ciddi şekilde olumsuz yönde etkileyeceğini söyledi. Doç. Tohtı ayrıca 2 gün geçmesine rağmen yönetimin olay hakkında tatmin edici bir bilgi vermediğini, ancak olayın Uygurlara mal edilmeye çalışıldığını, bu durumun ise, açık bir sorumsuzluk örneği olduğunu ifade etti.

ÇİN, DOĞU TÜRKİSTAN’DAKİ DEVLET TERÖRÜNÜN ŞİDDETİNİ ARTTIRDI
Tiananmen patlamasının Uygur Müslümanlarınca gerçekleştirildiği iddiasından sonra Doğu Türkistan’daki Çin devlet terörü de şiddetini daha da arttırdı. Urumçi ve diğer şehirlerden gelen haberler yerleşim birimlerinin çevresinin tanklar ve zırhlı araçlarla adeta kuşatıldığı yönünde. İşgal güçlerine mensup devriyelerin sayısının arttırıldığı, önemli noktalarda sürekli kontrol noktaları kurulduğu, yayaların ve araçla seyahat edenlerin tamamının kimlik kontrolüne tabi tutulduğu en küçük bir kuşku halinde insanların tutuklandıkları bildiriliyor.

ULUSLARARASI TOPLUMDAN ÇİN’E TEPKİ YAĞIYOR.
Washington merkezli Dünya Uygur Kongresi (DUK) Başkanı Rabia Kadir “Çin işgal yönetiminin bu olayı bahane ederek Doğu Türkistan’da geniş çaplı tutuklamalar yapmasından ve Uygur halkının geleceğinden ciddi ve derin endişe duyduğunu bildirdi. DUK Başkanı Kadir, Çin yönetiminin bu olayın içeriğini ve sebeplerini gizlemeden ayrıntıları ile dürüst, doğru ve şeffaf bir şekilde kamuoyuna açıklaması gerektiğini ifade etti. Olayın BM başta tarafsız ve bağımsız uluslararası kuruluşlarca yerinde incelenmesini de sözlerine ekledi.

ABD’de faaliyet gösteren Amerika Uygur Birliği Derneği Başkan Yardımcısı ve Uygur Siyasetbilimci Dr. İlşat Hasan, Hür Avrupa Radyosu’na verdiği demeçte “Çin yönetiminin olay ile ilgili açıklamalarına şüphe ile yaklaştığını, Çin’in iddia ettiği gibi olayın Uygurlarca gerçekleştirilmesi halinde, dünya kamuoyunun bunu olağan karşılayacağına inandığını bildirdi. Dr. Hasan bütün şiddet olaylarının esas kaynağının Çin yönetimi olduğunu çünkü, son aylarda Doğu Türkistan’da yürüttüğü baskı, şiddet ve devlet terörünün dayanılmaz boyutlara ulaştığını ifade etti. Dr. Hasan, Çin’in bu tür olayların mahiyetini değiştirme, kendi çıkar ve politikaları doğrultusunda kullanma konusunda çok mahir ve usta olduğunu, olayın Çin’in demir yumruğu altında inlemekte olan Uygurlar, Tibetliler ve Moğollar ve hatta Çinli gruplarca da gerçekleştirilme ihtimali bulunduğunu sözlerine ekledi.
Dünya Uygur Kurultayının AB Parlamentosu nezdindeki eski Temsilcisi Siyaset uzmanı ve Yorumcu Mehmet Tohti, ABD merkezli RFA radyosuna Uygurların bundan sonra bu tür eylemleri Çin’e taşıma ihtimalinin yüksek olduğunu bildirdi. Olayı gerçekleştirenlerin özellikle Tiananmen meydanını seçmelerinin temel sebebinin, Pekin’in uluslararası bir kent olması, uluslararası basının bu kentte faaliyet göstermesi, eylemcilerin Çin’e ve dünya’ya vermek istediği mesajı en etkili şekilde ifade etmek istemeleri, ailesi ve yakınlarının, bu eylemlerinden dolayı ceza almalarını önleme olabileceğini sözlerine ekledi.
ABD merkezli ve Çin’deki yönetim karşıtı muhaliflerin yayın organı “Pekin Baharı” dergisinin Başyazarı Ho Ping ise konu ile ilgili şunları söyledi:
“Bu olayın politik yönünün ağır bastığı açıkça gözlenmektedir. Uygurlar bu olayla dünyaya güçlü ve çok açık bir mesaj vermiştir. Bu olayın dünya kamuoyunun Uygur meselesine dikkatini çekmeye yeterli olduğunu sanıyorum. Bu ailece ve sonucu bilinerek gerçekleştirilmiş ve bir benzeri daha bulunmayan özgün bir eylemdir. Komünist yönetim Uygurları sürekli terör eylemleri yapmakla suçluyor. Ancak, Uygurların taleplerinin terörle hiç ilişkisi yoktur.”
ABD’de yaşayan diğer bir Çinli siyasi analist Cang Vigo, eylemin siyasi yönü çok güçlü olduğunu söyledi. Vigo’nun konu ile ilgili görüşü şöyle:
“Eylemcilerin siyasi olarak sembol kabul edilen Tiananmen meydanını seçmeleri Çin Komünist Partisi’nin 18. Kurultayı arefesinde ve siyasi ortamın çok kritik olduğu bir zamanda olayı gerçekleştirmeleri, Uygurların mesajının tam yerinde ve zamanında verildiğinin ve amacına ulaştığının açık bir kanıtı olduğunu göstermektedir. Uygurlar, ilk kez kendi toprakları dışında, Çin’in kalbinde bu patlamayı gerçekleştirerek Çinli diktatörlere ciddi ve güçlü bir mesaj vermek istedi. Bu eylem diktatörlerin ciddi şekilde endişeye ve paniklemesine sebep oldu.”

Ursad.org
10.02,2017 Okunma Sayısı: 175

Leave a Comment

*

*